Bu yıl 14‘üncüsü düzenlenen iftar yemeğine Demet Şener, Nuri Alço, Derya Tuna, iş, sanat ve siyaset dünyasından isimlerin yanı sıra Darülaceze sakinleri katıldı.
İftar öncesi, Mayıs’ın ilk günlerinde başlatmış olduğumuz; “Benim de dikili bir ağacım var” kampanyası bu gün bütün ağaçların sakinlerimize sahiplendirilmesi ile ilgili düzenlene törene Başkanımız Hamza Cebeci ile birlikte Avrupa Birliği ve Devlet Eski Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış da katıldı.
Bağış, Darülaceze’nin toplumumuz için, bu tür kampanyaların da burada kalan sakinler için çok önemli” olduğunu vurguladı.
Sonrasında sakinlerimizle bol bol sohbet eden Egemen ve Beyhan Bağış çifti, konuklarını Darülaceze girişinde karşıladı. Programda okunan dualarla birlikte oruçlar açıldı. Öte yandan Darülaceze bahçesine kan bağışları için Kızılayçadırı kuruldu.
Başkanımız Hamza Cebeci burada yaptığı konuşmasında Darülaceze’de yapılan çalışmalar ve verilen hizmetlerle ilgili bilgi paylaştı. Bağış ailesinin geleneksel iftarının Darülaceze gerçekleştirmelerinden duyguğu memnuniyeti ifade etti. “Bu güzel haslerlerinden dolayı Egemen ailesini kutluyorum.” dedi.
İftar programında konuşmasına Başkanımız Hamza Cebeci’ye teşekkür ederek başlayan Eski Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, “Burada bize iftar verme fırsatı veriği için Darülaceze Başkanı Ağabeyim Hamza Cebeci’ye çok teşekkür ediyorum. Hamza Abi buranın başkanı olduktan sonra Darülaceze’de çok büyük gelişmeler oldu. Bu başarılı çalışması dolayısıyla da kendisi ve ekibini tebrik ediyorum. Burada yapığımız iftarlardan sonra misafirlerimizin bize en sık sorduğu soru biz Darülaceze‘ye nasıl yardım edebiliriz, ne ihtiyaç var, ne sağlayabiliriz? Onun için herkesin tabağının yanına bir kart bıraktık. Buranın hesap numaralarını, İsteyenler kendileri direk Darülaceze ile temas kurup banka hesabına yardımda bulunabilirler. Gerçekten buranın ihtiyacı olan bir takım ihtiyaçlar oluyor, onları sağlayabilirler. Gerçekten burası anlamlı bir müessese. Osmanlının en ağır ekonomik krizini yaşadığı dönemde Abdülhamit Han kendi imkanlarıyla, burayı yaptırmış. İstanbul’da ihtiyaç duyan herkesi, inanç farkı yapmadan içine cami, kilise, havra yaptırmış. O günden bugüne kadar, Cumhuriyet döneminde de burası çok büyümüş, Cumhurbaşkanımızın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu dönemde de burası elden geçirilmiş. Kendisi çok değer verir buraya, kıymet verir. Yunus Emre diyor ya ‘Bölüşürsek yok, bölünürsek yok oluruz’ biz de onu insanlara hatırlatmak için geleneğimizi burada gerçekleştiriyoruz. 14 yıldır buranın daha da büyümesi için her gelende desteğini esirgemedi. Teşekkür ediyorum herkese” diye konuştu.
14 yıldır Darülaceze’de iftar geleneğini devam ettirdiklerini belirten Beyhan Bağış, ”Biz 14 yıldır bir çoğunuzun bildiği gibi Darülacezede zarif, mütevazi bir iftar vermeye çalışıyoruz. Çünkü Ramazan’ın anlamı gerçekten paylaşmak, büyüklerimizle küçüklerimizle paylaşmak. Hem Darülaceze sakinleriyle hem sevdiğimiz dostlarımızla bu ambiyansı paylaşmayı çok seviyorum. Çünkü buranın enerjisi, buranın yaşanmışlığı, tarihi ve önemi gerçekten sadece İstanbul için değil, Türkiye ve bizim kültürümüz için çok çok önemli. O yüzden ona birazcık olsun dikkat çekebiliyorsak, sadece hayırseverlerin bağışlarıyla döndürülen bu kuruma destek olabiliyorsak bu bizim için büyük bir onur” dedi.
Darülaceze’ye 13 yıl önce geldiğini ifade eden Fatma Kala, “Güzel yapılıyor, iftar veriyorlar. Bu on üçüncü sefer oldu verdikleri. Memnun oluyoruz. Günlerim güzel geçiyor burada” şeklinde konuştu. Necla Aydın ise, “Oğlum 30 senedir burada, ben 14 senedir buradayım. Babam ve annemle kalıyordum. Sonra bende buraya geldim. Günlerim oğlum olduğu için yoğun geçiyor. Onunla ilgileniyorum. Tabi ki çok iyi bir şey. Evde de rahmetli annemle orucumuzu tutar, televizyonda programlar izlerdik. Onları hep gözlerdik” diye konuştu.